Türk Sanat Müziği

Klasik anlamda Türk Müziği, daha önceki çeşitli İslam müziklerinin oluşturduğu zengin birikime dayanan Osmanlı müzikçilerin ürünü olan makamsal müziktir.

        Makam, ayrıcalıklı birkaç sesin çevresinde, "seyir" denen ve sesler arasındaki ilişkiyi belirleyen kurallara göre melodinin biçimlendiği çerçevedir. Türk müziğindeki çalgılar gibi, makamlar ve beste türleri de pek çok Ortadoğu ülkesinin ortak malıdır. Ama bunların adları gibi, içerik ve kullanılış biçimleri de çoğunlukla farklıdır. Çeşitli metinlerde 600'ü aşkın makam adına rastlanırsa da, bunların ancak 200 kadarının örnekleri günümüze ulaşabilmiştir. Bugün ise ancak 40 - 50'si yaygın olarak kullanılmaktadır.

Türk müziği, insan sesine dayalı bir müzik olduğundan, çalgı yapıtlarında da insanın ses alanı dışına pek çıkılmamıştır. Çalgıların işlevi, daha çok insan sesine eşlik etmek, onu desteklemek olarak görüldüğünden, bunların ses alanlarını genişletmek için çaba harcanmamıştır. Yapı olarak daha çoğuna elverişli olsalar bile, çalgıların iki ya da 2,5 oktavlık ses alanlarıyla yetinilmiştir. Öte yandan, bu çalgıların teknik açıdan virtüözlük olanaklarının artırılması yoluna da gidilmemiştir. Kullanılan çalgılar neredeyse 100 yılda bir tümüyle değişmiştir. Sözgelimi III. Selim döneminden (1789-1808) önce Zurna, Çenk, Ney, Kudüm, Halile, Musikar (bir tür Panflüt), Çöğür, Rebap gibi çalgılar tutulurdu. Daha sonra ise Santur, Keman, Kemençe, Kanun ve Lavtanın yıldızı parladı. Günümüzde Klarnet ve Viyolonsel de aranan çalgılar arasına girmiştir. Bazı çalgılar ise bugün tümden unutulmuştur. Sözgelimi, artık Çenk, Rebap, Musikar, Santur, Sinekemanı, Girift (çok küçük bir tür ney) ve Lavta gibi çalgılar geçmişte kalmıştır. Günümüzde kullanılan başlıca çalgılar şunlardır: Tanbur, Ney, Kemençe, Ud, Kanun, Keman, Viyolonsel, Klarnet, Kudüm, Darbuka, Bendir ve Halile. Bunlardan doğu kökenli olan Kanun, Ud, Ney, Darbuka, Kudüm ve Bendir birçok Ortadoğu ve İslam ülkesinde de kullanılır. Tanbur ve Kemençe köken olarak birer Türk çalgısı sayılamaz ama bugün yalnızca Türkler'in klasik müziğinde kullanılırlar.

TÜRK SANAT MÜZİĞİ REHBERİ     
Klasik Türk Musikisi köklerini Orta Asya Türk Müziği'nden, İslam Tasavvuf Müziğinden ve Ortadoğu-Anadolu müziğinden almaktadır. ‘’Sanat Müziği’’ deyimi ise Cumhuriyet döneminde ortaya çıkmış modern bir yaklaşımın isimsel göstergesidir. Türk Sanat Müziği, köklerini tarihten alan devamlı ve gelenek sahibi bir müzik türüdür. Bu yönüyle Batı dünyasının Klasik Müziği ve Hint Müziği ile beraber yerküre üzerindeki üç klasik türden birisi olarak kabul edilmektedir.

Tarihsel süreç içerisinde bazen duraksamalar yaşamış olsa da Türk Sanat Müziği dinamizmini günümüzde de muhafaza etmektedir. Türk Sanat Müziği’nin teorik olarak oluşum dönemi kabul edilen; yazıya aktarıldığı dönem 11. ve 15. Yüzyıllar arasıdır. Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasından birçok müzik makamının-şeklinin bütünleşerek zenginleştirmiş olduğu içerik bakımından oldukça zengin bir müzik türüdür. Örneklendirmek gerekirse:
-Çeşitli metinlerde 600'den fazla makam adı geçmektedir. Bunların 200 tanesinin günümüzde örnekleri mevcuttur. Yaklaşık 50 tür ise günümüzde yaygın olarak kullanılmaya devam etmektedir. 
-Yaklaşık 100 kadar usül mevcut olup bunları 80 tanesinin günümüzde örnekleri mevcuttur.

 

https://www.iku.edu.tr/TR/98765-6-0-1-3538-7/T%C3%BCrk-Sanat-M%C3%BCzi%C4%9Fi